7 Aralık 2008 Pazar

ON KASIM

Üstünden epey geçti ama ancak fırsat bulduk On Kasım'ı yazmaya.

Can 10 Kasım gününe sabah penceremizden görülen manzaradaki değişikliği farkederek başladı.
Yol kenarına bir çok araç park etti(özellikle resmi).Anıtkabir'in bir cephesini evimizden çok net görebildiğimiz için Anıtkabir çevresindeki kalabalıktaki artış ilgisini çekti.
Sonra,anne ona günün anlam ve önemini anlatmaya çalıştı.
O saat geldiğinde pencere önündeki yerimizden araçların duruşunu ve şöferlerinin dışarı çıkıp kornalarına basmalarını,yoldaki yayaların durduğunu gördü.Siren ve korna seslerini duymak için soğuğa rağmen pencereyi açtı bir süre.

Bu arada anne anlatmasada bayrağın yarıya indiğini farketti.Bunun nedenini sordu.Annede Can'ın anlayabileceği bir şekilde(Atatürk bu gün öldüğü için çok üzüldüğümüzü bunun bir işareti olarakta bayrakları yarıya indirdiğimizi) anlattı.

Bu kadar hareketten sonra Can Anıtkabir'e gitmek istedi.Anne ile elele tutuşup yola çıktılar.En çok merak ettiği yarıya indirilmiş Bayraktı.
Anıtkabir'i ilk kez bu kadar kalabalık gördüler.Mozolenin bulunduğu bölüme girmek mümkün olmadı zira kuyruk nerdeyse meydandan dışarı taşıyordu.Küçük bir moladan sonra eve döndüler.
Akşam olduğunda mesai saati bitiminde Bayrak tekrar göndere çekildi.Can ara ara Bayrağı kontrol ettiği için bu durumu mutfaktaki annesine şöyle duyurdu:

"Anneee koş,inanamayacaksın!Bayrak çekilmiş.Atatürk'ün ölmesi geçmiş!!"

*Çok ilgisini çeken yarıya indirilmiş Bayrak'ın önünde.