23 Mayıs 2008 Cuma

İSTANBUL MOLASI



Kısa bir mola verip İstanbul'a kaçıyoruz.Can İstanbul'u yeniden keşfedecek!

16 Mayıs 2008 Cuma

Kedinin ANNESİ neede?





Bu kez anlatacaklarımız biraz hüzünlü.
Apartmanın arkasındaki otoparkta bir kedi yavrulamış.Tam üç tane yavru !
Yavrulardan birini hiç görmedik.Diğer ikisiyle otopark içinde birbirleriyle oynarken tanıştık.Çok ürkeklerdi.Yanlarına yaklaşıp sevemedik.
O iki yavrudan biri Can'la ben onları gördükten on,onbeş dakika sonra önümüzde manevra yapan bir aracın altında kaldı.Allahtan Can görmeden uzaklaştırdım,o daha ne olduğunu anlamadan eve girmeyi başardık.
Kaldı bir yavru!Beyaz üzerine gri benekli.
O gece sabaha kadar miyavladı.Gece bir ara açtır diye süt indirdik aşağı.Ama miyavlamaya devam etti tüm gece!Anladık ki derdi açlık değil.ANNE'yi arıyor.
Ertesi gün Can'la beraber kedi maması ve süt aldık marketten.Koyduk kabına,ama gelmedi bir türlü yanımıza.Biraz uzaklaştık.Döndüğümüzde mamasını iştahla yiyordu.
Can durup durup sordu "anne kedinin ANNESİ neede?
"ANNESİ terketmiş,gitmiş yavrusunu demedim tabi."Mama aramaya gitmiş gelecekmiş Can"deyip geçiştirdim.
Can'la ben kısa süreli ANNELİK yaptık kediye,ama sadece karnını doyurabildik!
Oysa Can da biliyor; ANNELER çocuklarını karnında taşır,sonra bebek çıkar ANNE karnından,ANNESİNİN memesini emer.ANNE bebeği sever.
Ama bazı ANNELER yavrularını terkediyorlar böyle.Başkalarının yaptığı ANNELİK'te yetmiyor yavruya!Hep birşeyler eksik kalıyor işte!Can'ın bunu anlaması çok zor şimdilik.
ANNELER ve yavruları hiç ayrılmasın diyelim ve bu haftayı bitirelim en iyisi!
Not:Yavru kedimiz çok ürkek,fotoğrafını çekemedik!Yukardaki kedi resmi internetten alınmıştır.

11 Mayıs 2008 Pazar

BAHAR'A DOKUNDUK

Bu haftaki konumuz Bahar.Ama biz zaten, güneş bizi ısıtmaya başlayıp,ağaçlar çiçek açtığından beri bu konuyu işliyoruz.

Sürekli aktivitelerimiz : Hemen hemen her gün parktayız.Ağaçlara
sarılıyor,karıncaları takip ediyoruz.

Özel olarak yaptığımız aktiviteler :

*Parkta,çimlerin arasında gördüğümüz Mine çiçeklerini,birazda
yaprak topladık.Evde,bunları küçük resim defterimize yapıştırıp etrafını boyadık.






*Bu linkten sağladığımız mevsimleri anlatan kartlar ile Bahar'da giydiğimiz giysileri sıraladık ( bu arada diğer mevsimleri de öğrenmiş olduk).


Sonuç : Can'a havaların ısınmasıyla,ağaçlarda,hayvanlarda meydana gelen değişimleri anlatmaya çalışıyorum.Umarım bu yaptıklarımız çevresinde olup biteni biraz olsun anlamasına yardımcı olur.

5 Mayıs 2008 Pazartesi

Fu:)

Üye olduğumuz Montessori grubunda her hafta bir aktivite adı belirleniyor.
Bu haftanın aktivite konusu SU.Oğlum Can'ın söyleyişi ile "FU"

Suyla bu aralar başımız dertte.Önceleri sudan çıkmak istemeyen Can için şimdi yıkanmak bir kabus oldu!Bu nedenle suyla bol bol oynasın istiyorum,umarım böylece su korkusunu yenmeyi başarır.

Gelelim bu haftaki oyunlarımıza.

1)Adı:Boş yoğurt kutularına su doldurmaca.
Plan : Dört adet yoğurt kutusuna bardaktaki suyu paylaştırmak.
Amaç : Can suyu taşırmadan bardağa aktaramıyordu.Bu oyunla bunu öğrenmesini istedim.
Yapılan : İlk denemede su taştı.Birkaç denemede " bardak doldu" yu anladık.Ama oyun olsun diye arada taşırdık!
Ayrıca boş ve dolu bardakları ayırdık.Hangisi boş hangisi dolu gördük.





2 )Adı :Çiçek sulama.
Plan :Can'ın çiçeğini sulama.
Amaç :Suyun farklı bir işlevini anlatmak.
Yapılan : Can'ın sadece babasıyla yaptığı bazı rutinleri var.Bunlardan biri de salondaki çiçeği düzenli olarak sulamak.Bu kez annesi ile su verdi çiçeğe!
Çiçeğin mamasının su ve toprak olduğunu,bunları yiyip içince! boyunun Can gibi uzadığı anlatıldı.


Yukardaki aktivitelerin dışında,hafta sonu gittiiğimiz bir parkta, küçük bir havuzda bir su kaplumbağasına rastladık (ilk kez gördü Can ).Su içinde ve üstünde yaşayan canlılardan,balıkları,ördekleri,deniz atlarını tanımıştık şimdiye kadar.Şimdi su kaplumbağası da eklendi bu listeye.



Haftaya konumuz : BAHAR:)